Ülserli kolit özellikle kalınbağırsağın son bölümleri olan sigmoit kolonun alt, düzbağırsağın (rektum) üst kısmını içeren bölgede çok sayıda yüzeysel ül- serleşmeyle ortaya çıkan bir hastalık- tır. Bazı olgularda hastalıklı bölgenin mukoza dokusunda aşın hücre çoğal- masına bağlı olarak polipe benzer ya- pılar görülebilir. Ülserli kolit bütün ka- lınbağırsağı, bazen incebağırsağın s~n bölümü olan ileumu da etkileyebilir. Ama düzbağırsak ve sigmoit kolondan sonra en tehlikeli bölge, inen kalınba- ğırsağın düzbağırsağa komşu olan bö- lürnleridir.
NEDENLERİ
Ülserli kolit teknedene bağlanamaz; bağırsak mukozasının çeşitli etkenlere karşı olağandışı tepkiler vermesi sonu- cunda ortaya çıkar. Bu etkenlerin başlı- caları aşağıda sıralanmıştır:- • Yapısal-kalıtsal etkenler - 'Hastalık genellikle aym ailede birçok kişide gö- rülür. • Psikosomatik etkenler - Ruhsal sı- kıntıların vücuda yansımasıyla ilgili olan bu tip etkenler daha çok belli bir ruhsal yapıdaki (toplumsal uyum güçlü- ğü olan, ruhsal çöküntüye eğilimli) kişi lerde görülür. Bu olgularda düş kırık- lıkları, duygusal darbeler, aile içi anlaş- mazlıklar, toplumsal ve ekonomik sı- kıntılar gibi hazırlayıcı koşullar hastalı- ğın ortaya çıkmasına ya da alevlenme- sine yol açar. Bu durumda psikolojik tedavi yararlı olabilir. • Bağışıklık etkenleri - Hastalığın oluşmasında antikorların önemli rol oy- nadığı samlmaktadır. Kalınbağırsaktaki bakterilere karşı antikor üretilirken, ba- ğırsağın kendi mukozasına karşı da özantikorlar gelişmektedir. Olguların yüzde SO'sinde süt protei- nine karşı antikor saptanmıştır; ama bunlara sağlıklı kişilerde de rastlan- maktadır. Aynca süte karşı tepki, yal- mzca bağışıklığa bağlı aşın duyarlılık durumunda değil, özel bir enzim olan laktaz eksikliği sonucunda da oluşabi- lir. Birçok ülserli kolit olgusunda bu enzimin eksikliğine rastlanmıştır.
GÖRÜLME SIKLIĞI
Bütün dünyada oldukça yaygın biçimde karşılaşılmakla birlikte hastalığın görül- me sıklığımn uzun yıllardan beri aym düzeyde kaldığı söylenebilir. Ama elde- ki istatistik veriler bölgeden bölgeye önemli farklılıklar gösterdiğinden an- lamlı bir geneloran ve sayı vermek ola- naksızdır. Ülserli kolit olgularının yüzde l.S'inde başlangıç belirtileri yaşamın ilk 20 yılında ortaya çıkar. Hastalığın en sık görüldüğü yaş grubu 20-30 arasıdır. Aym aile bireyleri arasında daha çok görüldüğünden. ülserli kolitin aile has- talığı özelliği taşıdığı söylenebilir. Ay- nca kadınlarda erkeklere oranla belir- gin biçimde daha sık ortaya çıkar. Ülserli kolitin görülıne sıklığına yö- nelik ilk araştırmalarda hastalığın geliri ve kültür düzeyi yüksek, önemli sorum- luluklar üstlenmiş kişiler arasında daha çok rastlandığı sonucuna varılmıştır, Kentlerde de kırsal kesime göre daha yaygındır. ABD, İngiltere ve Danimarka'da ırk, çevre ve toplumsal-ekonomik ko- şulları kesin biçimde belirlenmiş grup- larda yapılan çalışmalar ise hastalığın sanılandan daha yaygın bir dağılımı ol- duğunu göstermiştir.
LEZYONLARIN ÖZELLİKLERİ
Başlangıçta damarlarda bölgesel bir kan toplanması gözlenir. Bu nedenle lezyon- ların çevresindeki hücreler arası sıvıda artış olur. Hastalıktan etkilenen bölgeler ödemli ve kanamalıdır. Hemen ardından hasta bölgelerdeki bağırsak epiteli bü- tünlüğünü yitirir; mukoza ve mukoza al- tı katmanına kadar inen küçük çaplı do- ku ölümü ve ülser alanları açılmaya baş- lar. Buna karşılık kas katmam ile kalın- bağırsağı dıştan örten seröz (sıvı içeren) katman hastalıktan etkilenmez.